Tacize Karşı Ses Çıkar!

Biz kadınlar yaşamlarımızı bin bir türlü tehdit altında sürdürüyoruz. Korkutuluyor, dövülüyor, eziliyor, öldürülüyor, tecavüze uğruyor, taciz ediliyoruz. Ancak çoğunlukla şiddetin bu farklı türlerinin hiçbirine ses çıkaramıyoruz.


Taciz bunların en hafifi, en önlenebilir olanı gibi duruyor. Oysa tacize karşı ses çıkaramayan çok fazla kadın var. Kadınlar şiddetin bu farklı türleri karşısında ancak can havliyle çığlık atıyor ya da bazen bir kurban olarak yakarıyorlar.

Peki bütün kadınlara değen, dokunan bir vaka olarak tacize ses çıkarmak neden bu kadar zor? Diğer şiddet biçimlerine göre daha ortada, daha gündelik ve daha yaygın olmasına rağmen, biz kadınlar neden bu meseleye karşı birlikte hareket ederek tepki veremiyoruz, vermiyoruz?


Çünkü biz bu konuyu kendi aramızda da çok az konuşuyoruz.

Çünkü tacize uğrayan kadına hala “kötü gözle” bakan insanlar var. Taciz edeni değil tacize uğrayanı yargılıyor toplum ve de hukuk sistemi. Tacize uğrayan kadın, korkusundan, utancından, çaresizliğinden ve bilmezliğinden susuyor.


Evet, pek çoğumuz tacize uğradığımızı bile fark etmiyoruz ya da görmezden gelmeyi tercih ediyoruz. Susan yine biz oluyoruz. Belki de tacizin sınırlarınn nerede başladığını bilmiyoruz.

Belki tacize uğradığımızın farkına varamıyoruz ya da yaşamlarımızın hemen her kesitinde olduğu gibi tacizi de görmezden geliyoruz, başımıza gelenin sıkıntısını içimizde yaşıyoruz, hatta zaman zaman kendimizi suçluyoruz.


Tacize uğramamak için kendi hayatlarımızı kısıtlayan önlemler alıyoruz. İstediğimiz gibi giyinemiyoruz, istediğimiz yere istediğimiz saatte gidemiyoruz.

Taciz tanıdık, bildik bir yerden geldiğinde hiç ses çıkaramıyor neredeyse tacizciyi kollarcasına sessiz kalıyoruz. Onun yerine biz çekiniyoruz.

Unutmayalım ki istisnasız her kadın potansiyel bir taciz mağduru ve bunun suçlusu, sorumlusu biz değiliz. Pek çoğumuz bunu bir şekilde yaşıyoruz.


Pek çok kadın öğrenci okulda statülerine/gücüne güvenen hocaları tarafından taciz ediliyor. Bazı dersler tacizkâr bir dille anlatılıyor.

Pek çok kadın işçi ağır çalışma koşullarının yanı sıra bir de taciz edilmek suretiyle eziliyor, pek çok kadın çalışan iş yerinde mesai arkadaşları ya da üstleri tarafından taciz ediliyor.


Taciz iş yerlerinde bir yıldırma aracı olarak kullanılıyor. Yalnız yaşayan kadınlar eve gelen tamirci, kargocu, postacı vb erkekler tarafından ya da apartman komşuları, mahalle esnafı vb. tarafından fütursuzca taciz ediliyor.


Kadınlar, toplu taşıma araçlarında bacaklarını açıp yayılarak oturan ya da ayakta dururken bile bile kendilerine sürtünen adamlar tarafından; yolda yürürken karşıdan gelen bir adamın kesişiyle, pis bir göz süzüşüyle hatta belki dokunuşuyla; motorsikletle veya arabayla yol alırken adamların arabaları tarafından sıkıştırılarak, belki de bir dost masasında içerken yani her an, her yerde, her koşulda bildikleri ya da bilmedikleri adamlar tarafından taciz ediliyorlar. Bu cüretkar, tacizkar adamlar biz kadınların suskunluğundan cesaret alıyorlar.


Bu nedenle tacize karşı hep bir ağızdan bağırmak için bir araya geliyoruz.

Kendi deneyimlerimizi utanmadan, sıkılmadan anlatmak, başkalarının deneyimlerini dinlemek ve sonrasında neler yapabileceğimizi konuşmak, öğrenmek, bilmek için.


Tacize karşı birlikte mücadele etmek ve artık susmamak için…